29.10.2012

Ne Dilesem?


Bayram tatilinde İstanbul'da olacağım, dinleneceğim, keyif yapacağım fikri, bayram tatilinde İstanbul'da olmanın ne kadar sıkıcı olabileceğini hatırlamam ile sonuçlanmış olabilir. Neyse ki bu talihsiz hatayı yapan tek ben olmadığım için, hemen aynı düşüncelere sahip kuzen ve abla ile iki günlük bir İzmir seyahati planladık.

Bugün sadece ilk durağımız olan Meryem Ana ziyaretinden bahsetmek istiyorum. Ben zaten kilise gezmeyi, her girdiğim kilisede mum yakmayı çok seven ve huzurlu bulan, yanındakilere zaman zaman "Ne kilise aşkıymış arkadaş!" dedirten bir insanım. Meryem Ana evi o sebeple mutlaka ziyaret etmek istediğim bir yerdi.

25 yaşına yeni girmiş olmanın ağırlığı mı yoksa mekanın yaydığı enerji mi bilmiyorum ama burası bana bir süredir unuttuğum bazı şeyleri hatırlatan bir yer oldu. O yüzden iyi ki gitmişim.


Bilmeyenler için hızlıca wikipedia copy-paste bilgisi: Meryem Ana Evi, İzmir Selçuk'taki Bülbüldağı'nda İsa'nın annesi Meryem'in son yıllarını St. Jean (Yuhanna) ile birlikte geçirdiğine inanılan kilise. Hristiyanlar için hac yeridir. Bugüne kadar papalar tarafından ziyaret edilmişliği vardır.
Efes antik kentin üst kapısının yanından geçilerek çıkılan Meryem Ana ören yerinde, Küçük bir Bizans Kilisesi bulunmaktadır. Burada İsa Peygamber’in annesi Meryem’in yaşadığına ve öldüğüne inanılır. Hristiyanlar yanında Müslümanlarca da kutsal sayılır ve ziyaret edilir, hastalara şifa aranır, adaklar adanır. 




Meryem Ana Evi ziyaretinin en güzel yanı bana tekrar dilek tutmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu hatırlatması oldu. Uzun zamandır üzerinde düşünerek "ne olur olsa" dediğim pek bir şey olmamıştı. Daha doğrusu uzunca süredir bütün sorumluluğu hep kendime vererek bir şeylerin olmasını istemişim.
"Lütfen bu olsun"dan ziyade "Bunu bir şekilde yapmalıyım" tavrındaymışım; dilek tutmam gerektiğinde  bocalayınca bunu anladım.


Hangisi doğru hangisi yanlış bilinmez. Fakat mumlarımızı yaktıktan sonra aşağıda insanların dileklerini yazdığı duvarı görünce, dilek dilemenin o farklı huzurunu tekrar hissettim.


Dilekleri okudukça (bilmiyorum bu yanlış bir davranış mı ama sonuçta herkes okuyabiliyor) aslında hepimizin çok ama çok benzer istekleri olduğunu fark ettim. Bu bir yandan da dileklerimizin o kadar zor, uzak olmadığını; erişilebilir olduğunu göstermez mi?


Kağıt, kalem, mum çoğu zaman aracı. Hayal etmekten, dilemekten ve onların gerçekleşmemesi olasılığından korkmamak lazım.


İmza: Çeyrek asrı devirmiş Deniz

2 yorum:

Deniz dedi ki...

Çok güzel fotograflar! Dileğinin en güzel şekilde gerçekleşmesi dileğiyle :)

Deniz dedi ki...

cok tesekkurler Deniz :) Sevgiler!

Bunlar da ilginizi çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...